Türkiye Büyük Millet Meclisi veya TBMM’nin üye sayısı 600’dür ve bu meclis, ülkede yasama görevini olağan kanunlar çıkarmak suretiyle yerine getirir ve üyeleri, seçimlerine göre ayrılmış 87 seçim bölgesinde beş yılda bir yapılan genel seçimlerde seçilir. 81 ilde, başkent Ankara ve İstanbul’da 3, İzmir ve Bursa’da 2’şer seçim bölgesi sayılırken, bu illerdeki seçim bölgelerinin artmasının nedeni, bu illerdeki nüfus ağırlığından kaynaklanıyor.
Kanuna göre bir siyasi oluşumun oylarının sayılabilmesi ve TBMM’ye girebilmesi için geçerli oyların en az %7’sini alması gerekiyor.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen oylama sürecinde, yapılan itirazları karara bağlayarak ulusal düzeydeki kesin sonuçlarını geçtiğimiz salı günü açıklamış ve 28’incisi Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere göndermişti. Bu seçimlere katılım oranı yurt içinde %88,92, yurt dışında ise %53,80’e ulaştıktan sonra TBMM’nin oturumu oluşacaktır.
Yapılan açıklamada, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 268, Milliyetçi Hareket’in 50, Refah Partisi’nin yine 5, Yeşil Sol’un 61, Türk Emekçisinin 4, Cumhuriyet Halkının 169 ve İYİ Parti’nin kazandığı belirtildi. 43.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çoğunluğun sağlanabilmesi için siyasi varlığın 300+1’lik milletvekili sayısının yarısından fazlasını elde etmesi ve Cumhurbaşkanlığı liderliğindeki “Adalet ve Adalet”ten oluşan halk koalisyonunun sandalye sayısı hesaplanırken, Kalkınma”, “Milli Hareket” ve “Yeni Refah”, 323 sandalye alarak bu oturumda çoğunluğu sağladığını görüyoruz.
Meclis çoğunluğunun siyasi varlığının sağlanması, Cumhurbaşkanlığı makamının başkanlık sisteminde elde edilmesinin yanı sıra, yasama ve yürütme erklerinin devletin genel politikasının belirlenmesinde ve uygulanmasında uyumlu olması ve dolayısıyla muhalefetin önemli bir etkisi olmadan hedeflere ulaşmanın kolaylığı.
– HeadQuarter Hukuk Müşaviri